Latest Blog Post
Geceyi Yaran Sesler 1

NOT: BIRILERI CEKEMEYIP SIKAYET ETMIS BU DA BLOGUN KALDIRILMASINA SEBEP OLMUS. tekrar yaziyorum.
O akşam şehrin havasında tuhaf bir titreşim vardı.
Sanki sokaklar, henüz kimse fark etmeden yaklaşan bir şeyin fısıltısını taşıyordu.
Adam bunu hissediyordu — içindeki eski bir sezginin kıpırdanmasıyla…
Kadın ise farkında olmadan adımlarını hızlandırıyor, omzu adama her dokunduğunda ürperiyordu.
İkisi yan yana yürüyordu ama hiçbir zaman tam olarak “beraber” değillerdi.
Aralarında konuşulmamış cümlelerden, yarım bırakılmış düşüncelerden örülü ince bir duvar vardı.
Bu duvar, gün boyu sessizce büyümüş, akşam olduğunda görünmez bir sis gibi üzerlerine çökmüştü.
Adam kadına baktığında sanki onu ilk defa görüyormuş gibi hissediyordu.
Bir güzellik değil, bir kırılganlık… bir şeyin yakında çatlayacağını haber veren o ince gerilim…
O kırılganlığın altında patlamaya hazır bir huzursuzluk vardı.
Kadın farkında değildi ama içindeki fırtına, adamın içgüdülerine çarpıyor, onu diken üstünde tutuyordu.
Sokak, giderek daha da sessizleşti.
Işıklar sönükleşti.
Rüzgâr yön değiştirdi.
Adam duraksadı.
Bir an, etraflarındaki havanın ağırlaştığını hissetti — bir hayvan, avının yaklaşan tehlikeyi hissetmesi gibi.
Kadın anlamadı, gülümsedi ve elini adama uzattı ama o küçük temas bile adamın içindeki uyarıyı susturmadı.
Bir köşeyi döndüklerinde, uzakta dört gölge belirdi.
Henüz tehdit değillerdi…
henüz hiçbir şey söylememiş, yaklaşmamışlardı…
ama adamın içindeki karanlık sezgi, onlar daha adım atmadan alarma geçti.
Kadın onları fark ettiğinde hafifçe Adam’ın koluna yaslandı.
Sanki bilinçsiz bir korunma arayışıydı bu.
Ama o küçük jest, adamın içindeki ateşi yakmaya yetti.
Adamın düşünceleri hızlandı:
“Neden böyle hissediyorum?
Neden bu gece farklı?
Neden içim sıkışıyor?”
Biraz tedirgin ama umursamaz görünmeye çalışan o gülümsemesi…
işte o gülümseme adamın tüm içgüdülerini daha da keskinleştirdi.
Posted 11/21/2025, 9:00 PM